Ceza Hukuku Dergisi Sayı: 36 – Nisan 2018
Değerli Okurlar,
CHD'nin yeni bir sayısında daha sizlerle bir araya gelebilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sayımızda da daha önceki sayılarımızda olduğu gibi yine birbirinden değerli bilimsel çalışmaları huzurlarınıza getiriyoruz. Bu vesileyle bilimsel tespit, iddia, öneri ve eleştirilerini CHD çatısı altında tartışmaya açmayı tercih eden değerli yazarlarımıza teşekkürü borç biliyoruz. Yine bu eserlerin bilim dünyasına her anlamda yetkin bir biçimde kazandırılmaları için özveri ve titizlikle hakemlik görevini yapan sayın hakem Hocalarımıza da içtenlikle müteşekkiriz.
Bu sayımızın sunuş yazısında bugünlerde gündemde olan ve sıkça tartışılan bir yasa tasarısı üzerinden farklı bir perspektif açmak istiyoruz. Bilindiği üzere son dönemlerde çocuklara karşı işlenen cinsel suçların yoğunluk kazanmasıyla birlikte bu suçlarla mücadeleyi daha etkin bir hale getirmek ve bu suretle çocukların daha güçlü bir şekilde korunmasını sağlamak amacıyla ülke çapında yoğun komisyon çalışmaları yapıldı. Bu çalışmalar ve hazırlanan raporlar ışığında başta TCK olmak üzere mevzuatımızda bir takım değişiklikler öngören bir yasa tasarısı hazırlandı. Bu tasarının ayrıntılı bir değerlendirmesi sunuş yazısının kapsam ve amacını aşacağından ana fikir olarak şunu söylemekle yetinelim: Çocuklara karşı işlenen cinsel suçlar bakımından yine ağırlaştırılan cezalardan ve infaz koşullarından medet umulmaktadır. Hâlbuki suçla mücadelede tek başına cezaların ve infaz koşullarının ağırlaştırılması, daha önce pek çok kez denenmiş ve başarı elde edilememiş bir yöntemdir. Bu haklı eleştiriyle sıkça karşılaşmaktayız. Ancak biz buna ek olarak farklı bir bakış açısının da dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Şayet cinsel suçlar da dâhil olmak üzere çocuklara karşı işlenen suçlarla mücadelede bir başarı elde edilmek isteniyorsa, mutlak suretle toplumsal bir bilinçlendirme hareketi tasarlanmalıdır. Bu bilinçlendirme hareketi tasarlanırken mağdur çocuklar kadar suça sürüklenen çocukların da göz önünde bulundurulmaları elzemdir. Zira çocukların mağdur olduğu suçlara bakıldığında bu suçların faillerinin büyük bir çoğunlukla yine çocuk veya genç yetişkin oldukları görülmektedir. Hatta bu çocuk ve genç yetişkinlerin de birçoğunun daha önce değişik suçlara sürüklendikleri kayıt altına alınmıştır. Her ne kadar çocuklara mahsus ceza infaz kurumlarında topluma yeniden kazandırılmaları için çok caba sarf edilse, bu ceza infaz kurumlarından ayrıldıktan sonra söz konusu çocukların ve genç yetişkinlerin yeniden suça sürüklenmelerini önleyecek mekanizmalar geliştirilemediği için onca kaynak ve çaba boşa gitmekte, belki de çok daha dirençli bir suçlu profilinin yaratılmasına zemin hazırlanmaktadır.
Mesele gerçekten çok boyutlu bir meseledir ve sadece toplumun nabzına göre hareket edilerek mağduriyetler üzerinden çözüm arayışlarına gidilmemelidir. Bu mücadelede madalyonun her iki yüzü de aynı derecede değer atfedilmelidir. Kanaatimizce ilk olarak özellikle lise çağındaki çocuklara yönelik çocuk hakları ve çocuk suçluluğu ile ilgili uzmanlar tarafından yapılacak çalışmaların ders program ve müfredatlarına alınması sağlanmalıdır. Bununla birlikte suça sürüklenen çocukların ceza infaz kurumlarının iş yurtlarında aldığı eğitimlere göre bu ceza infaz kurumlarından çıktıktan sonra istihdamlarını kolaylaştıracak düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bu ve benzeri adımlar atılmadığı takdirde mağduru çocuk olan suçlarda cezaların ve infaz koşullarının arttırılması hiçbir işe yaramayacaktır.
Bir sonraki sayımızda yeniden CHD çatısı altında buluşabilmek dileğiyle iyi okumalar dileriz.
Kusurluluğu Etkileyen Bir Neden: Lohusalık Sendromu (Bir Anne Bebeğini Niçin Öldürür? Cani mi Yoksa Zavallı mı?), Doç. Dr. Erdal YERDELEN | |
Hareketin ve Neticenin Haksızlığı Kavramları Işığında Taksirli Suçlarda Meydana Gelen Sonucun | |
Neticenin Hukuki Niteliği Üzerine Bir İnceleme, Dr. Öğr. Üyesi Uğur ERSOY | |
Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu (TCK m.154), Dr. Öğr. Üyesi Soner DEMİRTAŞ | |
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçlarında Alıcı Kılığına Giren Kolluk Görevlisinin Hukuki Niteliği ve Cezalandırılabilirliği, Dr. Öğr. Üyesi Muhammed DEMİREL | |
Dijital Çağda Sonsuza Kadar Hatırlamaya Karşı: Unutulma Hakkı, Arş. Gör. Ezgi ÇIRAK |