Ceza Muhakemesinde Savunma Hakkı ve Savunma Hakkının Sınırlandırılmasına Bağlanan Hukuki Sonuçlar
Savunma hakkına yönelik teminatların sağlanamadığı hukuk sistemlerinde ceza yargılamalarının sağlıklı yürütülebilmesi mümkün değildir. Zira modern anlamda ceza muhakemesinin asli amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Anılan bu maddi gerçeğin gerçeğe, iddia karşısında güçlü bir savunmanın yer almasıyla ulaşabilmek mümkün olacaktır. Savunma hakkına yönelik teminatların sağlanamadığı sistemlerde ithamın hüküm yerine geçmesi gibi sakıncalı durumların ortaya çıkması söz konusu olacaktır.
Savunma hakkı Anayasa’nın “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde temel bir insan hakkı olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda şüpheli veya sanık; susma ve kendi aleyhine delil sunmama, müdafiden yararlanma, tercümandan yararlanma, soru sorma, savunma delillerinin toplanmasını talep etme ve delil sunma, duruşmada hazır bulunma gibi savunmasını gereği gibi gerçekleştirebilmek için birtakım haklara sahiptir.
Savunma hakkına yönelik teminatların yalnızca şekli anlamda düzenlenmiş olması yeterli değildir. Bu nedenle şüpheli veya sanığın savunmasını gerçekleştirebilmek için gerekli imkân ve kolaylıklara sahip olması gerekmektedir. Bu kapsamda savunma hakkına yönelik sınırlandırmalar kesin hukuka aykırılık hali olarak kabul edilmiştir.
Çalışmamızda öncelikle kavram olarak savunma hakkı ve savunma hakkının ceza hukukuna hâkim temel ilkelerle ilişkisi incelenmiştir. Daha sonra savunma hakkı kapsamında şüpheli veya sanığa tanınan birtakım haklar değerlendirilmiş ve bu hakların kısıtlanmasına bağlanan hukuki sonuçlar yüksek yargı kararları çerçevesinde incelenmiştir.