Marka Hukukunda Geçici Hukuki Korumalar
Yasin DİNÇER
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389 ile 406. maddeleri arasında düzenlenen geçici hukuki koruma kurumu medeni usul hukukunda önemli bir yer teşkil eder. Kesin hukuki korumaya ulaşana kadar hem zamanın doğurabileceği sakıncaların hem de geçici hukuki koruma arayışındaki tarafın hükümden beklediği faydayı boşa çıkaracak her türlü eylem ve işlemden dolayı ortaya çıkabilecek tehlike ve zararların önüne geçilmesi gerekir. Zira yargılama hukukunda gerekli usuli araçların eksiksiz olarak sağlanıp yargılamanın hatasız sürdürülmesi kadar yargılama sonunda verilecek hükmün icra edilebilir olması da gereklidir. Geçici hukuki korumalar bazen delillerin tespit edilmesi ve korunmasını sağlayarak bazen de dava konusu hakkı veya para alacağını koruyarak yahut kanunlarda düzenlenen diğer tedbirlerle tehlike ve zararları bertaraf eder.
Genel düzenlemelerin yanında geçici hukuki korumalara özel kanunlarda da yer verilmiştir. Bunlardan biri de Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesidir. Bu hüküm tüm sınai mülkiyet hakları için ortak hükümlerdendir. Çalışmamızda sınai mülkiyet haklarından en önemlisi olan marka hakkı bakımından geçici hukuki korumalar ele alınmıştır. Marka kavramının özünde bir işareti, diğer işaretlerden ayırt etme özelliği bulunmaktadır. Marka, maddi malvarlığı değerleri gibi tekil olmayıp soyut ve çoğaltılabilen niteliği nedeniyle korunması oldukça güç olan bir haktır. Bu özelliği nedeniyle ihlallere elverişli olan markanın etkin korunma ihtiyacı artmaktadır.
Çalışmamızın ilk bölümünde geçici hukuki koruma kavramı genel esaslarıyla açıklanmıştır. Geçici hukuki korumaların amacı ve önemi üzerinde durulmuş, geçici hukuki korumalar Kanun’daki ayrıma ve işlevlerine göre sınıflandırılmıştır. Daha sonra geçici hukuki korumalar bakımından incelenmesi gereken hukuki dinlenilme hakkının kullandırılmasının ertelenmesi, yaklaşık ispatla yetinme ve menfaat dengesinin gözetilmesine değinilmiştir. Yine bu bölümde etkin hukuki koruma kavramı tanımlanmış, geçici hukuki korumaların etkin hukuki korumanın sağlanmasındaki rolüne işaret edilmiştir.
İlk bölümün ikinci kısmında ise marka kavramı, marka hakkının özellikleri ve kapsamı ile marka hakkının sahibine sağladığı yetkiler açıklanmıştır. Bu bölümde son olarak, geçici hukuki korumaların marka hakkının korunmasındaki işlevi üzerinde durulmuştur.
Geçici hukuki korumalara ve marka hakkına ilişkin temel açıklamalardan sonra çalışmamızın ikinci bölümünde marka hukukundaki uyuşmazlıklarda ihtiyati tedbirin uygulanması ele alınmıştır. İhtiyati tedbir, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesinde üç fıkra halinde düzenlenmiştir. Bu bölümde öncelikle ihtiyati tedbir kavramı ve tedbirin konusu açıklanmıştır. Devamında ihtiyati tedbire temel teşkil eden hak olarak marka hakkı ve ihtiyati tedbir sebebi olarak marka hakkına tecavüz ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. İhtiyati tedbir yargılaması ve marka hakkı bakımından özellik arz eden hususlar vurgulanmış, hüküm bulunmayan hallerde genel düzenleme niteliğinde olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndan yararlanılmıştır.
Üçüncü bölüm marka hukukundaki uyuşmazlıklarda delil tespiti uygulamasına ilişkindir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nda delil tespiti hükmü bulunmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri çerçevesinde delil tespiti yapılmaktadır. Bu kapsamda delil tespiti kavramı, konusu ve şartları açıklanmıştır. Daha sonra delil tespiti yargılaması, delil tespitinin asıl davaya etkisi ve delil tespiti kararı üzerinde durulmuştur. Marka hukukunda delil tespiti başlığını taşıyan bu bölümün literatürdeki bir boşluğu doldurması umulmaktadır.
Çalışmamızın bütününde hem geçici hukuki korumalara hem de marka hakkı ve korunmasına ilişkin doktrinde ileri sürülen farklı görüşler tartışılmış ve bu görüşler mahkeme kararlarıyla somutlaştırılmıştır.