Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (Cısg) Uyarınca Hasarın İntikali

Stok Kodu:
9786050501186
Boyut:
16X24
Sayfa Sayısı:
348
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-08
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.Hamur
%3 indirimli
250,00TL
242,50TL
Taksitli fiyat: 1 x 242,50TL
Havale/EFT ile: 230,38TL
9786050501186
376068
Birleşmiş Milletler Antlaşması (Cısg) Uyarınca Hasarın İntikali
Birleşmiş Milletler Antlaşması (Cısg) Uyarınca Hasarın İntikali Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında
242.50

Dr. Mustafa DOĞAN

 

Kısaca “Viyana Satış Sözleşmesi (CISG)” olarak da bilinen “Milletlerar­arası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması”, 01.08.2011 itibarıyla ülkemizin taraf olmasıyla birlikte iç hukukumuzun bir parçası haline gelmiştir. Roma hukukunda yer alan ve Türk/ İsviçre hukuk sisteminde de benimsenen, satılan malın hasarının akdin kurulması anından itibaren alıcıya ait olacağına ilişkin “hasar alıcıya aittir (periculum est emptoris)” ilkesinin etkisi ile satış sözleşmesinde hasarın intikali meselesi, bu sözleşmenin en tartışmalı konularından birini teşkil etmiştir. İşte CISG’da hasarın intikali konusunda benimsenen sistem bu çalışmanın esas konusunu oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra hasarın intikali konusu, sözleşmeye aykırılık, sözleşmenin esaslı ihlâli ve tarafların hak ve yükümlülükleri gibi diğer birçok konuya değinmeyi de gerektirdiğinden, bu eser okuyucuya Anlaşmanın genel perspektifi konusunda da bir bakış açısı sunmaktadır. 
Satış sözleşmesinde hasarın intikali meselesi, Roma hukukundan bu yana, bu sözleşmenin en tartışmalı konularından birini teşkil etmiştir. Bunda, Roma hukukunda yer alan ve Türk/İsviçre hukuk sisteminde de benimsenen, satılan malın hasarının akdin kurulması anından itibaren alıcıya intikal edeceğine ilişkin hükmün etkisi büyüktür (BK m. 183, OR Art. 185). Gerçekten de, Türk Borçlar Kanununda, satılan malın mülkiyeti, borçlandırıcı işlem niteliğindeki satış sözleşmesinin kurulduğu anda değil, tasarruf işlemi niteliğindeki zilyetliğin devri işleminin gerçekleştiği anda alıcıya geçmektedir. Buna karşılık hasar, sözleşmenin kurulduğu anda alıcıya intikal etmektedir. Başka bir deyişle alıcı, henüz malik olmadığı bir malın hasarına katlanmak ve satış bedelini ödemek zorunda kalmaktadır. Bu hususun uygulamada adaletsizliklere yol açtığı sıkça dile getirilmiştir[1]. Buna karşılık CISG, hasarın intikali meselesini Roma hukukundan farklı esaslara bağlamıştır. 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile de, Roma hukukunda gelen hasarın intikaline ilişkin bu sistem terkedilmiş ve büyük oranda[2]CISG’in getirdiği esas benimsenmiştir. İşte CISG’da hasarın intikali konusunda benimsenen sistem bu çalışmamızın konusunu teşkil etmektedir. 



Dr. Mustafa DOĞAN

 

Kısaca “Viyana Satış Sözleşmesi (CISG)” olarak da bilinen “Milletlerar­arası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması”, 01.08.2011 itibarıyla ülkemizin taraf olmasıyla birlikte iç hukukumuzun bir parçası haline gelmiştir. Roma hukukunda yer alan ve Türk/ İsviçre hukuk sisteminde de benimsenen, satılan malın hasarının akdin kurulması anından itibaren alıcıya ait olacağına ilişkin “hasar alıcıya aittir (periculum est emptoris)” ilkesinin etkisi ile satış sözleşmesinde hasarın intikali meselesi, bu sözleşmenin en tartışmalı konularından birini teşkil etmiştir. İşte CISG’da hasarın intikali konusunda benimsenen sistem bu çalışmanın esas konusunu oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra hasarın intikali konusu, sözleşmeye aykırılık, sözleşmenin esaslı ihlâli ve tarafların hak ve yükümlülükleri gibi diğer birçok konuya değinmeyi de gerektirdiğinden, bu eser okuyucuya Anlaşmanın genel perspektifi konusunda da bir bakış açısı sunmaktadır. 
Satış sözleşmesinde hasarın intikali meselesi, Roma hukukundan bu yana, bu sözleşmenin en tartışmalı konularından birini teşkil etmiştir. Bunda, Roma hukukunda yer alan ve Türk/İsviçre hukuk sisteminde de benimsenen, satılan malın hasarının akdin kurulması anından itibaren alıcıya intikal edeceğine ilişkin hükmün etkisi büyüktür (BK m. 183, OR Art. 185). Gerçekten de, Türk Borçlar Kanununda, satılan malın mülkiyeti, borçlandırıcı işlem niteliğindeki satış sözleşmesinin kurulduğu anda değil, tasarruf işlemi niteliğindeki zilyetliğin devri işleminin gerçekleştiği anda alıcıya geçmektedir. Buna karşılık hasar, sözleşmenin kurulduğu anda alıcıya intikal etmektedir. Başka bir deyişle alıcı, henüz malik olmadığı bir malın hasarına katlanmak ve satış bedelini ödemek zorunda kalmaktadır. Bu hususun uygulamada adaletsizliklere yol açtığı sıkça dile getirilmiştir[1]. Buna karşılık CISG, hasarın intikali meselesini Roma hukukundan farklı esaslara bağlamıştır. 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile de, Roma hukukunda gelen hasarın intikaline ilişkin bu sistem terkedilmiş ve büyük oranda[2]CISG’in getirdiği esas benimsenmiştir. İşte CISG’da hasarın intikali konusunda benimsenen sistem bu çalışmamızın konusunu teşkil etmektedir. 



Yorum yaz
Bu kitaba henüz yorum yapılmamış.
Bonus Card ( Garanti - Teb - Denizbank - Şekerbank vb. )
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 242,50    242,50   
Cardfinans ( Finansbank )
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 242,50    242,50   
Maximum Card ( İş Bankası - Ziraat Bankası )
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 242,50    242,50   
Worldcard ( YKB - Vakıfbank - Anadolubank - Albaraka )
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 242,50    242,50   
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 242,50    242,50   
Kapat