Kadın ataerkil sistemin yarattığı yapılara, bu sistemin asli sahiplerine mi aittir, yoksa bir birey olarak var mıdır? Bu sorunun cevabının hukuk ve ceza hukuku dünyasındaki yansıması nasıldır? Bu kitapta kadının ceza hukukundaki serüveni eleştirel bir bakışla ele alınıyor. Bu serüven az çok bilinmeli ve aktarılabilmeli ki, hatalar tekrarlanmasın, kazanılanlar kaybedilmesin, kazanımlarla yetinilmesin.
765 sayılı TCK'dan 5237 sayılı TCK'ya kadar geçen süreç, özellikle kadının mağdur olduğu cinsel suçlar ve "namus" kavramı bağlamında ele alınarak "ataerkillik", "toplumsal cinsiyet", "feminizm", "politika" ve "dil" açısından değerlendiriliyor. Kürtajdan bekâret kontrolüne; namus cinayetlerinden tecavüze; çocuk gelinlerden seks işçiliğine kadar birçok konu; toplumsal algı, yasalar ve yargı kararları çerçevesinde ele alınıyor.
