Yargıtay Kararları IşığındaAğır Ceza Davaları
Erdener Yurtcan
Kitaplarımı yakından izleyenler bir hususu çok iyi biliyorlar. Ülkemizin AB’ye giriş sürecinin başladığı 2004 yılından başlayarak, pozitif hukukumuza katılan yeni yasalar doğrultusunda, gerek ceza hukuku gerek ceza yargılaması hukuku alanında çok sayıda kitap yayınladım.
“Hukukçu” üst kavramında meslektaşlarım bu kitaplarıma yakın ilgi gösterdiler. Bu sayede kitaplarım birden çok bası yaptı.
Bu kitaplarda uygulamacıyı dikkate aldım ve yardımcı olmaya çalıştım. Kitapların yapısında teori ile pratiği buluşturmayı hedefledim. Bu alanda Yargıtay büyük destek verdi.
Bazı kitaplarımın önsözlerinde şöyle bir paragraf yer aldı. Bunu bu kez de doğaçlama ile tekrarlayacağım.
Kurtuluş Savaşından sonra, bir imparatorluğun küllerinden bir Cumhuriyet ve bağımsız bir devlet çıkarmış bir ulusun insanlarıyız. Bu bir övünç kaynağıdır. Bitmez, tükenmez.
Sözü hukuka getirdiğimde, o dönemlerin hukukçuları şeri hukuktan laik hukuka geçerken, inanılmaz başarılara imza attılar. Onlara minnettarız.
2004 yılından başlayan süreçte, hukukçular “yeni hukuka” o kadar güzel ayak uydurdular ki, bu her türlü övgüyü hak eder.
İşte yukarıda kitaplarımla bu hukuka yardımcı olmaya çalıştım derken, amacım buydu.
Elinizdeki kitap Ağır Ceza Davaları ismini taşıyor. Bunun anlamı şudur: Kitapta Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına giren suçları inceledim.
Bunu yaparken, kitabı iki bölüme ayırdım. Birinci bölümde, suçların içerdikleri hapis cezalarını temel alarak, suçları inceledim. İkinci bölümde, mahkemelerin görev alanını belirleyen 5235 sayılı Yasadan hareketle, aslında ağır ceza mahkemelerinin görev alanına girmeyen, fakat yasal tercihle bu mahkemelerin görev alanına verilen suçlar yer almaktadır.
İşin özü, kitapta en önemli suçları aynı çatı altında buluşturdum.
Yeni çalışmalarda buluşmak dileğiyle…
Prof. Dr. Erdener Yurtcan
Tarabya, Mart 2021