Bireysel Başvuru Seçme Kararlar 2 Cilt (Takım)
- | Tedbire İlişkin Ara Kararlar |
- | Kabul Edilemezliğe İlişkin Kararlar |
- | Esasa İlişkin Kararlar |
- | Ayrımcılık Yasağı (Md. 10) |
- | Yaşama Hakkı (Md. 17–1) |
- | Maddi ve Manevi Varlığını Koruma ve Geliştirme Hakkı (Md. 17–1) |
- | İşkence ve Eziyet Yasağı (Md. 17–3) |
- | Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkı (Md. 19) |
- | Özel ve Aile Hayatına Saygı Gösterilmesini İsteme Hakkı (Md. 20) |
- | Haberleşme Hürriyeti (Md. 22) |
- | Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti (Md. 26 vd.) |
- | Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı (Md. 34) |
- | Mülkiyet Hakkı (Md. 35) |
- | Adil Yargılanma Hakkı (Md. 36) |
- | Sendika Hakkı (Md. 51) |
- | Siyasi Örgütlenme Özgürlüğü (Md. 68) |
İÇİNDEKİLER
BİRİNCİ BÖLÜM
TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARARLAR
1. Mehmet Yavuzel ve Diğerleri [TK], B. No: 2016/1652, 29/1/2016 3
Sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgedesağlık hizmetlerineerişilemediğineilişkin iddialar:
Sokağa çıkma yasağı ilan edilen bir bölgede güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu
yaralandıkları ve anılan bölgede bulunan binanın bodrum katında oldukları ileri
sürülen başvurucuların yaralı olup olmadığına, yaralı iseler durumlarının ağır
olup olmadığına, hangi koşullar altında yaralandıklarına, tamamının yaralı olup
olmadığına, silahlı olup olmadıklarına ve hangi adreste bulunduklarına ilişkin
belirsizlik bulunması nedeniyle tedbir taleplerinin reddine, belirsizliğin ortadan
kalkması durumunda kamu makamlarının, sağlık görevlilerinin ve güvenlik
güçlerinin yaşam haklarını da dikkate alarak, başvurucuların sağlık hizmetine
erişimleri için gerekli tedbirleri alması gerektiğine ilişkindir.
İKİNCİ BÖLÜM
KABUL EDİLEMEZLİĞE İLİŞKİN KARARLAR
1. Mustafa Başer ve Metin Özçelik, B. No: 2013/7908, 20/1/2016 25
Bir suçun işlenmiş olabileceğine ilişkin belirtilerin varlığının tutuklamanın başlangıcında
yeterli olabileceği: Somut olayda kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı çerçevesinde
tutuklamanın hukuki olmadığına ilişkin iddia bakımından, soruşturmanın
bulunduğu aşamadaki tutuklama kararlarının gerekçeleri ve başvuruculara isnat
edilen suçlama dikkate alındığında suç şüphesinin ve tutuklama nedenlerinin
bulunmadığının kabul edilemeyeceği sonucuna varıldığından açıkça dayanaktan
yoksunluk nedeniyle kabul edilemezliğe ilişkindir.
2. Mehmet Encu ve Diğerleri, B. No: 2014/11864, 24/2/2016 115
Başvuru formundaki eksikliklerin giderilmesi için verilen onbeş günlük kesin sürenin
ancak başvurucunun geçerli mazereti olması halinde aşılabileceği: Eksikliklerin
giderilmesi için verilen onbeş günlük kesin sürenin ancak başvurucunun “geçerli
mazeret”i olması halinde aşılabileceğine, geçerli mazeretin “mücbir sebep”
veya “ağır hastalık” hali olarak kabul edildiğine bu kapsamda somut olayda
başvurucular vekilinin sağlık mazereti olarak ileri sürdüğü rahatsızlığın “geçerli
mazeret” olarak kabul edilebilecek ağır bir hastalık kapsamında görülmesi
mümkün olmadığından başvurunun reddine ilişkindir.
3. B.L.B. [GK], B. No: 2013/4690, 25/2/2016 133
Ceza yargılamasında bireysel başvuru süresinin tespiti bakımından,ilk derecemahkemesine
ulaşan temyiz mahkemesinin nihai kararının en geç üç ay içinde ilgilileri tarafından
bilindiğinin ve gerekçesinin öğrenildiğinin kabuledildiği: Ceza yargılamasında bireysel
başvuru süresinin tespiti bakımından,başvurucuların veya vekillerinin ilk derece
mahkemesine ulaşan nihai kararın bir örneğini almak için özenli davrandıklarını
kanıtlamaları gerektiğine, erişilebilir olan nihai kararın en geç üç ay içinde
ilgilileri tarafından bilindiği ve gerekçesinin öğrenildiğinin kabul edileceğine bu
çerçevede somut olayda özen yükümlülüğü kapsamında başvurucunun kararın
içeriğini öğrendiği kabul edilen tarihten sonra otuz gün içinde bireysel başvuru
yapılmadığından süre aşımı nedeniyle kabul edilemezliğe ilişkindir.
VI
4. Suat Bircan[GK], B. No: 2014/16800, 1/12/2016 143
Bireysel başvuru süresinin tespiti bakımından karar gerekçesinin öğrenilmiş sayıldığı
tarih: Bireysel başvuru süresi bakımından nihai kararın gerekçesinin tebliğinin
öğrenme şekillerinden biri olduğuna ancak öğrenmenin dosyadan suret alınması
gibi başka şekillerde de söz konusu olabileceğine bu kapsamda somut olayda
başvurucu ve vekilinin, nihai kararın sonucunu öğrendikleri tarihten sonra
otuz günlük sürede bireysel başvuru yapmadıkları anlaşıldığından süre aşımı
nedeniyle kabul edilemezliğe ilişkindir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ESASA İLİŞKİN KARARLAR
AYRIMCILIK YASAĞI (MD. 10)
1. Remezan Orak ve Diğerleri, B. No: 2013/2229, 3/2/2016 157
Üyeolunansendikayagörefarklımuameleyapılması: İşe iade talepleri değerlendirilirken
objektif ve makul bir haklı neden olmaksızın işçilere, bağlı oldukları sendika
dikkate alınarak farklı muamele yapılmasının meşru bir amacı olmadığı sonucuna
ulaşıldığından eşitlik ilkesinin (ayrımcılık yasağı) ihlal edildiğine ilişkindir.
YAŞAMA HAKKI (MD. 17/1)
1. Doğan Demirhan, B. No: 2013/3908, 6/1/2016 173
Ölüm olayı üzerine yürütülen soruşturmadaki eksiklikler: Ölüm olayı üzerine yürü-
tülen ve müteveffanın intihar ettiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına
dair kararla sonuçlandırılan soruşturmada yetkili mercilerce delillerin toplanması
için makul olan tüm tedbirlerin alınmadığı ve bu şekilde ölüm olayının nedeni ve
varsa sorumlu kişilerin ortaya çıkarılması imkânını zayıflatan ve derinliği ile ciddiyeti
üzerinde önemli etki gösterecek nitelikte birtakım eksikliklerin bulunduğu
gerekçesiyle yaşam hakkının usul yükümlülüğünün ihlal edildiğine ilişkindir.
2. Elif Mutlu ve Ferhat Mutlu, B. No: 2013/3711, 7/1/2016 201
Davanın makul bir süratte görülmemesi: Başvurucuların yakınlarının ölümü üzerine
açtıkları davaların süratli ve etkili bir şekilde sonuçlanmasındaki menfaatlerinin
varlığı ve gecikmesinde esaslı bir etkilerinin olmaması, davanın taraflarının sayı-
sının azlığı ve dava konusu olayın karmaşık olmaması gibi hususlar göz önünde
bulundurulduğunda adli ve idari yargıda 15 yılı aşkın bir sürede sonuçlandırılabilen
yargılama sürecinin makul olduğunun söylenebilmesinin mümkün olmadı-
ğı gerekçesiyle yaşam hakkının usuli boyutunun ihlal edildiğine ilişkindir.
3. Sıddıka Dülek ve Diğerleri, B. No: 2013/2750, 17/2/2016 229
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ihlal kararına rağmen yargılamanın yenilenmesi
talebinin reddi: Başvurucuların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yaptıkları
başvuruda yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verilmesine rağmen, Askeri
Yüksek İdare Mahkemesine yaptıkları yargılanmanın yenilenmesi talebinin bu
mahkemenin öngörülemez ve oldukça katı yorumu nedeniyle reddinden dolayı
yaşam hakkının usuli boyutunun ihlal edildiğine ilişkindir.
VII
4. Hadra Akgül ve Diğerleri, B. No: 2014/867, 24/3/2016 261
Yakınlarının ölümü üzerine yürütülen soruşturmaya başvurucuların meşru menfaatlerini
koruyabilecek ölçüde katılma olanağına sahip kılınmamaları: Başvurucuların olayın
çözümlenmesi açısından kritik öneme sahip araştırmaların yapıldığı soruşturma
aşamasına meşru menfaatlerini koruyabilecek ölçüde katılma olanağına sahip
kılınmamaları nedeniyle yaşam hakkının usuli boyutunun ihlal edildiğine
ilişkindir.
5. Aysun Okumuş ve Aytekin Okumuş, B. No: 2013/4086, 20/4/2016 287
Uyuşmazlığın çözümü bakımından esaslı iddiaların yeterli biçimde incelenmemesi: İdari
yargı yerinde açılan davada başvurucuların iddiaları hakkında yeterli bilgi içermeyen
Adli Tıp Kurumu raporuna dayanılarak karar verildiği, uyuşmazlığın
çözümü bakımından esaslı iddiaların yeterli biçimde incelenmediği ve başvurucuların
çocuğunun ölümüne neden olan koşulların tam olarak açıklığa kavuşturulmadığı
gerekçesiyleyaşam hakkının usuli boyutunun ihlal edildiğine ilişkindir.
6. Hıdır Öztürk ve Dilif Öztürk, B. No: 2013/7832, 21/4/2016 325
Soruşturmanın sürüncemede bırakılması: Soruşturma kapsamında ölüm olayının
nedenini ortaya çıkarmak için gerekli adımların zamanında ve yeterli bir şekilde
atılmadığı, sorumluların tespitine yarayabilecek bütün delillerin toplanması konusunda
ve hukuka aykırı eylemlere hoşgörü gösterildiği ya da kayıtsız kalındığı
görünümü verilmesinin engellenmesi açısından gerekli sürat ve özenin gösterilmediği
ve bu şekilde soruşturmanın çok uzun bir süre sonuca götürecek hiçbir iş-
lem yürütülmeksizin sürüncemede bırakıldığı gerekçesiyle yaşam hakkının usuli
boyutunun ihlal edildiğine ilişkindir.
7. İpek Deniz ve Diğerleri, B. No: 2013/1595, 21/4/2016 377
Kolluk görevlilerinin güç kullanımı sonrası meydana gelen ölüm olayı: Kolluk
görevlilerinin güç kullanımı sonucu ölümün meydana geldiği ve ölümle
sonuçlanabilecek güç kullanımını haklı kılacak bir nedenin bulunmadığı
gerekçesiyle yaşam hakkının esasının; ölüm olayına ilişkin etkili bir soruşturma
yürütülmemiş olması nedeniyle yaşam hakkının usuli boyutunun ihlal edildiğine
ilişkindir.
8. Nejla Özer ve Müslim Özer, B. No: 2013/3782, 21/4/2016 423
Hükümlünün yaşamının kendi eylemlerine karşı korunamaması: Ceza infaz
kurumundaki hükümlünün yaşamının kendi eylemlerine karşı korunamaması
nedeniyle yaşamı koruma yükümlülüğünün; ölüm olayı üzerine yürütülen
soruşturmada ölüm olayının tüm yönlerinin ortaya konulamadığı, olası sorumlu
kişilerin belirlenmediği dolayısıyla somut olayda yürütülen soruşturmanın
fiilen de hesap verilebilirliği sağlayamadığı gerekçesiyle yaşam hakkının usuli
boyutunun ihlal edildiğine ilişkindir.
VIII
MADDİ VE MANEVİ VARLIĞINI KORUMA VE GELİŞTİRME
HAKKI (MD. 17/1)
1. B.U., B. No: 2013/2414, 6/1/2016 495
İsim ve cinsiyet yönünden daha önce nüfus kaydında değişiklik yapıldığı gerekçesiyle do-
ğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davanın reddi: Başvurucu tarafından yaş tashihi
talebiyle açılan davanın reddinde başvurucunun ağabeyine ait olduğunu iddia
ettiği kayıt üzerinde tashihler yapılmış olmasının gerekçe gösterilmesi ve başvurucunun
davasının, ölen ağabeyinin nüfus kaydının kullanılmasından mütevellit
bir talep olduğu gözetilmeksizin davanın normal bir yaş tashihi davası olarak ele
alınarak sonuçlandırılması nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi
hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.
2. Mehmet Kurt[GK], B. No: 2013/2552, 25/2/2016 511
Başvurucunun çevresel faaliyete ilişkin iddialarının yargı mercilerince gerektiği gibi de-
ğerlendirilmemesi: Başvurucunun, taşınmazının hemen yanına inşa edilen tesisin
çalışması sonucu meydana gelen çevresel rahatsızlığın sağlık ve yaşam kalitesini
olumsuz etkilediği ve bu bağlamda idarece yapılan çevresel değerlendirmenin
yetersiz olduğu yönündeki temel iddialarının derece mahkemelerince değerlendirilmediği
ve bu suretle başvurucunun maddi ve manevi varlığın korunması ve
geliştirilmesi hakkının korunması ve etkin kullanımının sağlanması bağlamında
kamusal makamların pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği sonucuna ula-
şıldığından maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal
edildiğine ilişkindir.
3. N.B.B. [GK], B. No: 2013/5653, 3/3/2016 543
Başvurucunun mahkûmiyetiyle ilgili olarak internet sitelerinde yer almaya devam eden
haber içeriğinin yayından kaldırılmaması: Başvurucu hakkında güncelliğini yitirmiş,
istatistiki ve bilimsel amaçlar yönünden internet ortamında kolaylıkla ulaşılmayı
gerekli kılan bir neden bulunmayan, kamu yararı bakımından siyasi veya
medyatik bir kişiliğe sahip olmayan başvurucunun itibarını zedelediği açık olan
haberlere erişimin engellenmesine yönelik talebin reddedilmesi nedeniyle şeref
ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.
4. Aslan Faruk Toprak, B. No: 2013/2957, 24/3/2016 569
İsim tashihi davasının Türk vatandaşlığının kaybedildiği gerekçe gösterilerek reddi: Türk
vatandaşlığından izin ile çıkan başvurucunun, Türk nüfus kayıtlarındaki isminin
düzeltilmesi talebiyle açtığı davanın Türk vatandaşlığını kaybettiğinden nüfus
kaydının kapatıldığı ve kapalı kayıt üzerinde işlem yapılamayacağı gerekçesiyle
reddedilmesi nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi
hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.
5. Hüseyin Tunç Karlık ve Zahide Şadan Karluk, B. No: 2013/6587, 24/3/2016 591
Konut yakınında bulunan baz istasyonunun sağlığı olumsuz etkilediği iddiasıyla açılan
davanın reddi: Baz istasyonu kaynaklı radyoaktif etkinin, başvurucuların sağlığı
üzerinde doğrudan zararlı bir etkisinin olduğunu ortaya koyan kesin bilimsel verilerin
mevcut olmadığı dikkate alındığında, kamusal makamların başvurucuların
ve kamunun somut başvuru özelinde karşı karşıya gelen menfaatleri arasında
adil bir denge tesis etmeyerek takdir hakkının sınırlarını aştığı sonucuna ulaşmak
mümkün olmadığından maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi
hakkının ihlal edilmediğine ilişkindir.
IX
6. D.Ö., B. No: 2014/1291, 13/10/2016 623
Şeref ve itibar hakkı ile basın özgürlüğü arasında denge: Maddi olgulara dayandığı
ve görünür gerçeğe uygun olarak yapıldığı anlaşılan haber içeriğinin, çevre ve
insan sağlığını ilgilendiren ve bu yönüyle kamusal bir tartışmaya katkı sunan,
kamuyu bilgilendirme değeri bulunan bir olaya ilişkin olduğu, ilgili haberin
yayınlanma şekli ve hedef alınan kişinin yayın içeriğindeki sunulma biçimi göz
önünde bulundurulduğunda, abartı taşıyan bir kısım ifadeler içermekle birlikte,
başvurucunun kişilik değerleri üzerinde etki yapacak surette basın özgürlüğünün
kapsam ve sınırlarını aşan ifadelere yer verilmediği, derece mahkemeleri
tarafından da söz konusu unsurlara değinilmek suretiyle başvurucunun şeref
ve itibarının korunmasına ilişkin menfaati ile basın özgürlüğü arasında bir
dengeleme yapıldığı ve yargısal makamlarca takdirlerinin gerekçelerinin ayrıntılı
şekilde ortaya konulduğu, bu kapsamda kararlarda yer verilen tespit ve unsurlar
itibarıyla, yargısal makamların takdir yetkilerinin sınırının aşıldığına ilişkin bir
bulguya rastlanılmadığı gerekçesiyle maddi ve manevi varlığın korunması ve
geliştirilmesi hakkının ihlal edilmediğine ilişkindir.
İŞKENCE VE EZİYET YASAĞI (MD. 17/3)
1. Murat Karabulut, B. No:2013/2754, 18/2/2016 659
Bürokratik işlemlerin doğru ve zamanında yürütülememesi nedeniyle hükümlü açısından
çok kritik olan kararın verilememiş olması: Hükümlü yakınlarının, hükümlünün sağlık
durumu dikkate alınarak infaz şeklinin yeniden ele alınması yönünde taleplerine
ilişkin nihai kararın alınabilmesi için yapılan sevk işlemleri, hazırlanan raporlar
ve talep yazılarındaki eksiklikler ve gecikmeler nedeniyle akciğer kanseri olan
hükümlü açısından çok kritik olan kararın verilememiş olması nedeniyle insan
haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkindir.
2. İrfan Yücesoy, B. No: 2013/7625, 9/3/2016 685
Üçüncü kişilerce gerçekleştirildiği belirtilen eylemler bakımından“işkence”, “eziyet”
ve “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele veya ceza” iddialarını etkili bir biçimde
soruşturma yükümlülüğü: Üçüncü kişilerce gerçekleştirildiği belirtilen eylemler
bakımından, sorumluların tespiti ve cezalandırılmasının gerekip gerekmeyeceği
noktasında yeterli bir araştırma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına
dair karar verilmesi ve sorumlu olabilecek kişilerin durumları hakkında yeterli
bir değerlendirmenin yapılmamış olması nedeniyle etkili soruşturma yapma
yükümlülüğünün ihlal edildiğine ilişkindir.
3. Sinan Işık, B. No: 2013/2482, 13/4/2016 705
Devletin gözetimi altında bulunulan bir zaman diliminde meydana gelen yaralanma olaylarında,
devletin söz konusu yaralanmanın nasıl oluştuğu hususunda makul açıklama getirme
yükümlülüğü: Zorunlu askerlik görevinin ifası sırasında büyük oranda devletin
gözetimi altında bulunan kişinin yaralandığının tespiti hâlinde, söz konusu
yaralanmanın nasıl oluştuğu hususunda makul bir açıklama getirme yükümlü-
lüğü devlete ait olduğundan ve anılan koşullar altında meydana gelen yaralanma
olayının açıklığa kavuşturulması ve olası bir sorumluluğun tespiti yönünde
gerekli özen gösterilmediğinden kötü muamele yasağı kapsamında devletin etkili
soruşturma yapma yükümlülüğünün ihlal edildiğine ilişkindir.
X
4. Z.C.[GK], B. No: 2013/3262, 11/5/2016 727
Fiziksel ve ruhsal saldırı olaylarını etkili bir biçimde soruşturma yükümlülüğü:
Şüphelinin olay tarihinde 16 yaşında olan başvurucunun rızası olmaksızın beş
altı kez cinsel ilişkiye girdiği ve farklı tarihlerde başvurucuyu darp ettiğine
dair, soruşturmadaki diğer delillerle birlikte, başvurucunun insan haysiyetiyle
bağdaşmayan muameleye maruz kaldığına ilişkin savunulabilir iddiası
bulunmasına rağmen bu iddiaların etkili şekilde soruşturulmadığı kanaatine
ulaşıldığından insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının usul
yönünden ihlal edildiğine ilişkindir.
KİŞİ HÜRRİYETİ VE GÜVENLİĞİ HAKKI (MD. 19)
1. Erdem Gül ve Can Dündar[GK], B. No: 2015/18567, 25/2/2016 785
Tutuklama için aranan “kuvvetli belirti” ve “gereklilik” koşullarının gerekçelendirilmemiş
olması: Tutuklama için aranan “kuvvetli belirti” ve “gereklilik” koşullarının
gerekçelendirilmemiş olması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının;
ayrıca yayımlanan haberler dışında herhangi bir somut olgu ortaya konulmadan
ve gerekliliğine ilişkin gerekçeler gösterilmeden tutuklama tedbiri uygulanması
nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile bağlantılı olarak ifade ve basın
özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkindir.
2. Mehmet Baransu (2), B. No: 2015/7231, 17/5/2016 869
Tutuklama için aranan “kuvvetli belirti” ve “gereklilik” koşullarının sağlanmış olması:
Başvurucu yönünden suç işlemiş olabileceğinden şüphelenilmesi için kuvvetli
belirtinin bulunduğu sonucuna varıldığından ve soruşturma süreci dikkate
alındığında tutuklamanın gerekli olmadığı sonucuna varılması için herhangi bir
nedenin bulunmadığı anlaşıldığından kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; ayrıca
başvurucunun tutuklanmasının; tutuklama kararı verilen eylemlerin/suçların
niteliği, tutuklama nedenleri ve tutukluluk gerekçelerine göre başvurucunun
ifade ve basın özgürlüklerine yönelik bir müdahale oluşturmadığı sonucuna
varıldığından ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edilmediğine ilişkindir.
3. Süleyman Bağrıyanık ve Diğerleri, B. No: 2015/9756, 16/11/2016 955
Tutuklama için aranan “kuvvetli belirti” ve “gereklilik” koşullarının sağlanmış olması:
Başvurucular hakkındaki soruşturmada bir tutuklama nedeninin bulunmadığı
söylenemeyeceğinden ayrıca soruşturma süreci göz önüne alındığında
tutuklamanın gerekli olmadığı sonucuna varılması için herhangi bir nedenin
bulunmadığı anlaşıldığından açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul
edilemezliğe ilişkindir.
ÖZEL VE AİLE HAYATINA SAYGI GÖSTERİLMESİNİ İSTEME
HAKKI (MD. 20)
1. Fatma Julia Ekinciler, B. No: 2013/2758, 17/2/2016 1077
Soy bağı ve hukuki neticelerine ilişkin uyuşmazlıklarda kamusal menfaat ile bireyin hukuki
menfaatleri arasında adil denge: Soy bağı ve hukuki neticelerine ilişkin uyuşmazlıklarda,
kamusal makamların takdir yetkisinin kullanımında kamusal menfaat
ile bireyin aile bağlarının kurulması ve buna bağlı olan özellikle miras hakkı gibi
hukuki menfaatlerinin de dikkate alınarak adil bir dengenin kurulması gereği ve
bu bağlamda özellikle yargısal makamların söz konusu takdire ilişkin ilgili ve ye-
XI
terli bir gerekçe oluşturma yükümlülüğü karşısında, somut olay açısından derece
mahkemelerinin yürürlükte olan mevzuat hükümleri ile de uyuşmayan yorumu
nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.
2. Tevfik Türkmen [GK], B. No: 2013/9704, 3/3/2016 1117
Kamu görevlisinin resmî e-posta hesabını görev harici işlerde kullanması: Olay tarihinde
silahlı kuvvetler personeli olan, sicil notları çok iyi düzeyde olup, sicil amirlerince
hakkında herhangi bir olumsuz kanaat bildirilmeyen, disiplin cezası bulunmayan,
takdir ve ödül belgeleri ile taltif edilen ve hakkında “çok iyi” seviyede
nitelik belgesi düzenlenen başvurucu yönünden; resmî e-posta hesabının görev
harici işlerde kullanılmasının ve bu bağlamda bu hesaptan sohbet ve sosyal amaç-
lı paylaşımlarda bulunulmasının, 9 yıllık görev (sözleşme) süresinin bitiminde
sözleşmesinin yenilenmemesine dayanak olarak kabul edilmesinde, sınırlandırma
ile ulaşılabilecek genel yarar ile temel hak ve özgürlüğü sınırlandırılan bireyin
kaybı arasında adil bir dengenin sağlanmadığı ve başvurucunun özel hayatına
ve haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu sonucuna varıldığından
özel hayatın gizliliği hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine
ilişkindir.
3. Adem Yüksel [GK], B. No: 2013/9045, 1/6/2016 1161
Kamu görevlilerinin özel hayatları: Olay tarihinde silahlı kuvvetler personeli olan
başvurucu hakkında, kendisine değil eşine ait olduğu iddia edilen ve internette
yayınlanan cinsel içerikli ses kaydı ile başka kişilerin konuşmaları gerekçe gösterilerek
çeşitli kararlar alınması sürecinde yürütülen idari tahkikatta özel hayatın
en mahrem alanlarının daha fazla ifşa edilmesine idare eliyle yol açıldığı, umulan
kamu yararına kıyasla çok daha büyük bir kişisel yararın zedelenmesine neden
olunduğu ayrıca yargılama süreçlerinde mahkemelerin; söz konusu kayıtların
internetten edinildiği, jandarma kriminal raporlarının içeriğinin kesinlik arz etmediği,
ses kayıtlarının aynı zamanda mesai arkadaşlarına dinletilmesinin baş-
vurucunun kişilik haklarına zarar verdiği, yayımlanan ses kayıtlarından başka
herhangi bir delilin bulunmadığı yönündeki itirazları değerlendirmediği gerek-
çesiyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.
4. G.G., B. No: 2014/16701, 13/10/2016 1189
Kamu görevlilerinin özel hayatları: Olay tarihinde silahlı kuvvetler personeli olan ve
bir internet sitesinde yayımlanan görüntülerin ahlak dışı, yüz kızartıcı ve utanç
verici eylem teşkil ettiği gerekçesiyle başlatılan tahkikat sonucu hakkında ayırma
işlemi uygulanan başvurucunun, ayırma işlemine dayanak olarak kabul edilen
delillerin hukuka aykırı şekilde elde edildiğive ayırma işlemine gerekçe olarak
gösterilen eylemler idarece öğrenilmesine rağmen iki yıl boyunca hakkında herhangi
bir işlem tesis edilmediği yönündeki iddialarına derece mahkemelerince
makul bir gerekçe ile yanıt verilmediği, başvurucunun özel hayatına ilişkin hususların
mesleği üzerindeki etkisinin açıklanmadığı ve özel hayatın gizliliği hakkına
gerekli saygının gösterilmesini adil şartlarda savunabileceği usule ilişkin etkili
güvencelerden yararlandırılmadığı öte yandan ayırma işleminin başvurucunun
geçmiş sicili ve başarı durumu dikkate alınarak ölçülülük yönünden değerlendirilmediği,
sınırlama ile ulaşılabilecek genel yarar ile temel hak ve özgürlüğü sı-
nırlanan başvurucunun kaybı arasında adil bir denge gözetilmediği gerekçesiyle
özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.
XII
5. Melahat Karkin, B. No: 2014/17751, 13/10/2016 1213
Aile konutunun üçüncü şahıslarca edinilmesi: Başvurucunun eşinin ticari faaliyeti
dolayısıyla aile konutu üzerinde ipotek tesis ettirmek suretiyle aynı bankadan
farklı tarihlerde üç kez kredi kullanmış olduğu, borcun ödenmemesi üzerine ta-
şınmazın cebri icra yoluyla satıldığı, davalı Bankanın ipoteğe ilişkin kazanımının
iyi niyetli olup aksinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddedilen davada tarafların
katılım haklarına riayet edilerek iddia, savunma ve delillerin değerlendirildiği ve
takdirin gerekçelerinin ayrıntılı şekilde ortaya konulduğu görüldüğünden ayrıca
derece mahkemelerinin karar gerekçelerinin incelenmesinden tarafların hukuki
menfaatleri arasında bir dengeleme yapıldığı ve yargısal makamlarca takdirlerinin
gerekçelerinin ayrıntılı şekilde ortaya konduğu, bu kapsamda kararlarda yer
verilen tespit ve unsurlar itibarıyla aile hayatına saygı hakkı yönünden yargısal
makamların takdir yetkilerinin sınırının aşıldığına ilişkin bir bulguya rastlanılmadığı
anlaşıldığından aile hayatına saygı hakkının ihlal edilmediğine ilişkindir.
HABERLEŞME HÜRRİYETİ (MD. 22)
1. Kemal Yiğit, B. No: 2013/1700, 20/1/2016 1241
Hükümlü tarafından avukata gönderilmek istenen mektubun ceza infaz kurumunca de-
ğerlendirilerek gönderilmemesi: Hükümlü olan başvurucunun, avukatına göndermek
istediği mektubun ceza infaz kurumu disiplin kurulu tarafından savunmaya
yönelik olmadığının değerlendirilmesi ve avukatına gönderilmemesi suretiyle
yapılan müdahalenin kanunilik şartını taşımadığı anlaşıldığından haberleşme özgürlüğünün
ihlal edildiğine ilişkindir.
2. Ömür Kara ve Onursal Özbek, B. No: 2013/4825, 24/3/2016 1261
Özel bir şirket çalışanı olan başvurucuların kurumsal e-posta hesaplarının işveren tarafından
incelenmesi ve bu yazışmaların işe iade davasında delil olarak kullanılması: Derece
mahkemelerince verilen kararlarda, işveren tarafından başvuruculara tahsis edilmiş
kurumsal e-posta hesaplarının incelenmesi şeklindeki müdahalenin şirket içi
düzenlemeler gereğince işverenin meşru amacıyla ölçülü olup olmadığı hususunda
değerlendirmelerin yapıldığı, sözleşmelerin feshinin başvurucuların eylemleri
karşısında makul ve orantılı bir işlem olup olmadığının gözetildiği ve tüm bu
hususlara dayanılarak davaların reddine ilişkin ilgili ve yeterli gerekçeler sunulduğu,
ayrıca başvurucular arasındaki yazışmalara ait içeriklerin gerek yargılamaya
ilişkin işlemlerde gerekse karar gerekçesinde alenileştirilmediği sonucuna
ulaşıldığından haberleşmenin gizliliği hakkının ihlal edilmediğine ilişkindir.
DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA VE YAYMA HÜRRİYETİ (MD. 26 VD.)
1. Hasan Güngör, B. No: 2013/6152, 24/2/2016 1287
Devlet memuruna bir siyasi partinin basın açıklamasına katılması nedeniyle disiplin cezası
verilmesi: Bir devlet okulunda sınıf öğretmeni ve aynı zamanda sendika temsilcisi
olan, bir siyasi partinin bazı toplumsal ve siyasal olaylarla ilgili basın açıklamasına
katılan grup içerisinde bulunma dışında başka bir eylemi tespit edilmeyen
başvurucuya verilendisiplin cezasının toplumsal bir ihtiyaç baskısına tekabül
etmemesi nedeniyle demokratik toplumda gerekli olmadığı sonucuna varıldığından
ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkindir.
XIII
2. Faik Özgür Erol, B. No: 2013/2719, 9/3/2016 1305
Bir derginin ceza infaz kurumu tarafından tutukluya teslim edilmemesi: Dergi’nin baş-
vurucuya ulaştırılmasına izin verilmesinin Kurum güvenliği bakımından ne tür
somut risk ve tehlikeler taşıdığı ceza infaz kurumu eğitim kurulunun kararının
gerekçesinden ve bunu uygun bulan İnfaz Hâkimliği kararlarından anlaşılamadığından
dolayısıyla dergiye erişiminin engellenmesi suretiyle başvurucunun
haber veya fikirlere ulaşma hakkına getirilen kısıtlamanın, demokratik toplum
düzeninin gereklerine uygun ve hedeflenen meşru amaçlarla orantılı olduğu kanaatine
ulaşılamadığından ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkindir.
3. İlter Nur, B. No: 2013/6829, 14/4/2016 1331
İşçinin, çalıştığı iş yerindeki bazı hususlarla ilgili olarak kamu otoritelerini uyarması
üzerine iş akdinin sonlandırılması: İşçinin, çalıştığı iş yerindeki hukuka aykırılıklar
veya işverenin yaptığı haksızlıklar nedeniyle kamu otoritelerine verdiği
şikâyet dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde dilekçenin saldırgan bir
üsluptan öte yardım isteği içeren ve çaresizliğini vurgulayan ifadeler içerdiği
diğer taraftan şikâyet dilekçesinin kamu makamları ve firma dışında aleniyet
kazanacak şekilde açıklanmadığı dikkate alınarak işverenin itibarına yönelik
olumsuz bir sonuç doğurup doğurmayacağı hususunun derece mahkemelerince
değerlendirilmediği, şikâyet dilekçesinin işveren üzerindeki etkilerinin
hafifliği ile başvurucunun iş akdinin haklı fesih hükümlerince sona erdirilmesi
şeklindeki yaptırımın başvurucuya olumsuz etkisi karşılaştırıldığında haklı fesih
hükümlerinin uygulanmasının gerekliliği hususu da gerekçede tartışılmadığından
ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkindir.
TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ DÜZENLEME HAKKI (MD. 34)
1. Ali Sarıpınar (2), B. No: 2013/6186, 9/3/2016 1347
Gösteri yürüyüşü nedeniyle kamu davası açılması: Barışçıl toplantı ve gösteri
yürüyüşlerinin kural olarak ceza yaptırımı tehdidine tabi olmaması gerektiği
kabul edilse de başvurucunun yasadışı eylemlerin odağı olduğu belirtilen bir
çadırın kaldırılmasını protesto amacıyla söz konusu eyleme katılması ve bu
gösteri yürüyüşünün terör örgütünün çağrısı ile yapılması şüphesi söz konusu
olduğu ve bu olay özelinde başvurucunun katıldığı eylemin gerçekten barışçıl
amaçla yapılıp yapılmadığı ilk aşamada çok açık olmadığından, barışçıl amaçlı
bir gösterinin var olup olmadığı yapılan yargılamanın sonucuyla birlikte ortaya
çıkacağı için başvurucu hakkında herhangi bir sonuç doğurmayan ve 5 yıl devam
eden ceza davasına muhatap olma şeklindeki müdahalenin ölçülü olduğu
gerekçesiyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edilmediğine
ilişkindir.
MÜLKİYET HAKKI (MD. 35)
1. Halis Toprak ve Diğerleri, B. No: 2013/4488, 23/3/2016 1375
Bankanın kamu yararı amacıyla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesi: Başvurucuların,
sahibi oldukları bankanın mali piyasalara daha fazla zarar vermemesi
ve mudilerin haklarının korunması kamu yararı amacıyla TMSF’ye devredilmesinde,
başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahale ile elde edilmek istenen
kamu yararı karşılaştırıldığında gözetilmesi gereken adil dengenin bozulmadığı
kanaatine ulaşıldığından mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine ilişkindir.
XIV
2. Narsan Plastik San. ve Tic. Ltd. Şti., B. No:2013/6842, 20/4/2016 1411
Verginin kanuniliği ilkesi gereği kanuni düzeyde sağlanması gereken öngörülebilirliğin
ve anlaşılabilirliğin sağlanamaması: Anayasa’nın 73. maddesinin üçüncü fıkrasında
yer alan verginin kanuniliği ilkesi gereği kanuni düzeyde sağlanması gereken
öngörülebilirliğin ve anlaşılabilirliğin sağlanamadığı, kanun hükümlerindeki belirsizliğin
kanun altı düzenleme ve idari uygulamalar veya yargısal içtihatlarla da
giderilemediği, başvurucu tarafından gerçekleştirilen işlemlerin vergilendirilmesi
bakımından öngörülebilir bir kanuni dayanağın bulunmadığı anlaşıldığından
mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.
3. Nusrat Külah, B. No: 2013/6151, 21/4/2016 1451
Kamu yararı amacıyla kamulaştırılan taşınmazın kamu yararı amacını gerçekleştirmeden
gelir sağlama amacıyla devri: Kamuya açık bir parkta spor alanı oluşturmak amacıyla
kamulaştırılan taşınmazın yaklaşık yedi ay gibi kısa sayılabilecek bir süre içerisinde
ticari alana dönüştürülerek bir bölümünün üçüncü kişilere satılmış olması
bu suretle kamulaştırmanın dayandığı kamu yararı amacı bulunmadan mülkiyet
hakkına müdahale edilerek başvurucunun mülkünden yoksun bırakılması nedeniyle
mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.
4. Tasfiye Halinde Cemtur Seyahat ve Turizm Ltd. Şti., B. No: 2013/865, 1/6/2016 1475
Devletin denetim ve gözetiminden sorumlu olduğu batan banka nedeniyle oluşan banka
zararının dolaylı olarak ve kısmen başvurucuya yüklenmesi: Başvurucunun borçlu
şirketten olan ve yaptığı hacizler ile tahsil etme aşamasına getirdiği alacağını tahsil
etmesi, borçlu şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konması
sonrasında yapılan kamu müdahaleleriyle engellendiğinden, bu süreçte iyi niyetli
üçüncü kişi olduğu anlaşılan başvurucunun hakları gözetilmeyerek alacağını
tahsil etme imkânı ortadan kaldırıldığından ve devletin denetim ve gözetiminden
sorumlu olduğu batan Banka nedeniyle oluşan banka zararının dolaylı olarak ve
kısmen başvurucuya yüklenildiği tespit edildiğinden ve bu suretle başvurucunun
mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında gözetilmesi gereken adil dengenin
başvurucu aleyhine bozulduğu kanaatine ulaşıldığından mülkiyet hakkının ihlal
edildiğine ilişkindir.
5. Fatma Çavuşoğlu ve Bilal Çavuşoğlu, B. No: 2014/5167, 28/9/2016 1541
Avlanma yasakları kapsamında başvurucuların aracının mülkiyetinin kamuya geçirilmesi:
İzin verilmediği hâlde “geceleyin ışık yayan kara vasıtasıyla” avlanma kabahatinde
kullanıldığı gerekçesiyle başvurucuların aracının mülkiyetinin kamuya
geçirilmesi olayı bakımından kabahatin hukuki konusu ve önemi, korunan menfaat,
başvurucuların davranışları ile kabahat eylemi arasındaki illiyet bağı dikkate
alındığında, başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahalenin av ve yaban
hayatı kaynaklarının korunmasına ilişkin kamu yararına dayalı meşru amaç
ile başvurucunun menfaatleri arasında olması gereken adil dengeyi bozmadığı
ve ölçülü olduğu sonucuna varıldığından mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine
ilişkindir.
ADİL YARGILANMA HAKKI (MD. 36)
1. Ahmet Kütük, B. No: 2015/19099, 23/3/2016 1567
Yargıtay üyelerinin görevli oldukları dairenin değiştirilmesi kararına ilişkin uyuşmazlığın
“medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıklar” kapsamında olmadığı: Yargıtay
üyelerinin belirli bir dairede görev yapmak üzere seçilmemeleri, başvurucunun
XV
daha önce görev yaptığı dairede çalışmasına imkân veren mevzuat hükmü veya
istikrar kazanmış bir içtihadın bulunmaması, üyelerin görevli oldukları daire de-
ğişmese bile görev yapılan Yargıtay dairesinin çalışma alanının yeni bir işbölümü
ile değişebilmesi, Yargıtay daire değişikliği kararının maaş, ödenek veya benzeri
hakları gibi sıradan iş uyuşmazlıkları ile ilgisinin olmaması, kararın Yargıtay üyeliği
statüsü veya yapılan işin niteliği üzerinde olumsuz herhangi bir etkiye sahip
olmaması, görev yapılan dairenin değiştirilmesi işleminin mahkeme erişimine
kapatılması ve bunun objektif gerekçelere dayanması nedenleriyle adil yargılanma
hakkıyla ilgili uyuşmazlık “medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıklar”
kapsamında olmadığından konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul
edilemezliğe ilişkindir.
2. Hüseyin Güneş Özmen, B. No: 2014/1514, 22/9/2016 1581
Yargılama makamlarının yargılamanın taraflarınca ileri sürülen iddiaları ve gösterdikleri
delilleri gereği gibi inceleme yükümlülüğü: Ayrı yaşadığı eşini kasten öldürme
suçundan müebbet hapis cezasına mahkûm olan başvurucunun, olay esnasında
eşinin söylediğini ileri sürdüğü sözlere ilişkin olarak herhangi bir araştırma talebinde
bulunmadığı ve derece mahkemelerince bu iddianın somut olayın özel
koşullarında inandırıcı bulunmadığı, maktulün boşanma safhasında başka biriyle
beraber olduğuna ilişkin diğer iddianın ise başvurucunun herhangi bir delil
sunamadığı ve dinlenilen tanıkların da bu konudan bahsetmediği gerekçeleriyle
haksız tahrike esas alınmadığı ve bu suretle başvurucunun taleplerinin makul gerekçelerle
reddedildiği anlaşıldığından hakkaniyete uygun yargılanma hakkının
ihlal edilmediğine ilişkindir.
3. Mehmet Çelik (2), B. No: 2015/889, 17/11/2016 1595
Hangi yargı kolunun görevli olduğuna ilişkin olarak oluşan hukuki belirsizliğin
giderilmesine yönelik mekanizmaların işletilmemesi: Askeri hâkim ve savcıların
hangi mahkemelerde yargılanacağına dair oluşan hukuki belirsizlik karşısında
Askeri Yargıtay, -diğer yüksek mahkemelerin içtihatları dikkatine sunulmasına
rağmen- meselenin Uyuşmazlık Mahkemesine taşınması noktasında
harekete geçmediğindenbu suretle hukuki belirsizliğin giderilmesine yönelik
mekanizmaların işletilmesi yönünde gerekli özen gösterilmediğinden kanuni
hâkim güvencesinin ihlal edildiğine ilişkindir.
4. Hakan Yıldız [GK], B. No: 2014/8804, 1/12/2016 1629
Yürütmeyi durdurma kararının icra edilmemesinin adil yargılanma hakkına etkisi:
Başvuruya dayanak olan ve gereği gibi icra edilmediği ileri sürülen yürütmenin
durdurulması kararı, başvurucunun aynı il içinde aynı özlük haklarıyla başka bir
birime atanması işlemine ilişkin olup anılan kararın gereği gibi icra edilmemesi,
yargılama sonundaki nihai kararın icra edilmesini imkânsız hâle getirecek veya
aşırı derecede zorlaştıracak bir nitelikte olmadığından ve bu nedenle mahkemeye
erişim hakkına yönelik bir ihlalin olmadığı açık olduğundan açıkça dayanaktan
yoksunluk nedeniyle kabul edilemezliğe ilişkindir.
5. Yusuf Karakuş ve Diğerleri, B. No: 2014/12002, 8/12/2016 1643
Gözaltında avukata erişim imkânı sağlanmaması ve bu sırada elde edilen ifadelerin
mahkûmiyet kararına esas alınması: Gözaltında avukata erişim imkânı sağlanmaması
ve bu sırada elde edilen ifadelerin mahkûmiyet kararına esas alınması nedeniyle
müdafi yardımından yararlanma hakkıyla bağlantılı olarak hakkaniyete uygun
yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkindir.
XVI
SENDİKA HAKKI (MD. 51)
1. Hikmet Aslan, B. No: 2014/11036, 16/6/2016 1673
Sendika yönetim kurulu üyeliği görevi de bulunan devlet memurunun sendikanın planladığı
eyleme ilişkin kokart takarak okulda dolaşmasının, soruşturmaya konu edilerek disiplin
cezası verilmesi: Başvurucu tarafından taşınan kokartın, devlet memurunun
görev esnasındaki kılık ve kıyafetine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı gözükse
de, sendikanın yasal çerçevede planladığı grevin bir gün öncesinde ve geçici kabul
edilebilecek bir sürede taşınması, çalışanların dayanışmasını gösterme ve sendikal
haklarını bağımsız bir şekilde kullanma yolu olarak değerlendirilecek grev
organizasyonu ile ilgili olması ve üçüncü kişilere bilgi verme niteliği taşıması nedeniyle
sendikal faaliyetin bir parçası olarak kabul edilmesi gerektiği öte yandan
başvurucunun eylemi sonucunda kendisine verilen uyarma cezasının -hafif olsa
da- başvurucu gibi sendikaya üye kişileri, çıkarlarını savunmak amacıyla yapılan
meşru grev veya eylem günlerini organize etmenin önüne geçebilecek caydırıcı
etki doğuracak bir niteliğe sahip olduğu sonucuna varıldığından sendika hakkı-
nın ihlal edildiğine ilişkindir.
SİYASİ ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ (MD. 68)
1. Deniz Dönmez ve Diğerleri, B. No: 2014/4663, 9/6/2016 1695
Bir kısım ilçe kongrelerini yapmayan siyasi partinin ilgili yönetim kurulu başkanları hakkında
idari para cezasına hükmedilmesi: Siyasi partilerin her düzeydeki kongresini
toplantıya çağırmayan veya kongreleri mevzuata uygun olarak yapmayan siyasi
parti sorumluları hakkında öngörülen ceza müeyyidesini uygulayacak merciin
bir hukuk devletinde olması gereken belirlilikte kanunla tayin edilmediği sonucuna
ulaşıldığından siyasi örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkindir