Anayasa Teorisi, mevcut anayasal sorunlara çözüm önerirken iki temel varsayımdan hareket etmektedir. Birincisi, siyasal iktidar itibariyle yozlaştırmaya meyillidir, dolayısıyla etkili bir şekilde sınırlandırılması gerekmektedir. İkincisi, Toplumsal yaşam, farklı düşünce, yaşayış ve inançları içinde barındıran bir çoğulluğa sahiptir, dolayısıyla farklılıkların çoğulcu bir düşünceyle yönetilmesi gerekmektedir. Siyasal iktidarın sınıflandırılmasındaki ve toplumsal farklılıkların yönetimindeki başarısızlık, beraberinde tahakkümü, dışlamayı, ötekileştirmeyi ve çatışmayı getirecektir.
Bu varsayımlara dayanan liberal anayasa teorisinin ana hedefi, bir yandan hukukun üstünlüğü, insan hakları ve güçler ayrılığı gibi ilkeler yoluyla siyasal iktidarın etkili bir şekilde sınıflandırıldığı, diğer yandan da siyasal tarafsızlık gereği farklı toplumsal, kültürel, siyasal kimliklerin eşit değer ve saygı gördüğü bir anayasal düzenin kurulması ve süreklileştirilmesidir.
Bu kitap, anaysa teorisinin dayandığı bu temel öncülleri ve bunlardan hareketle geliştirilen normatif ilkeleri tartışmaktadır. Kitapta teorik anayasal sorunların yanı sıra, Türk anayasalarının düşünsel temelleri ve Türk anayasa yargısının özgürlükler karşısındaki tavrı da incelenmektedir. Bu yönüyle kitap, anayasa hukuku siyaset bilimi, hukuk ve siyaset teorisi alanlarında ilgi duyan herkese hitap etmektedir.
